15 Ağustos 2009 Cumartesi

Hamit ve Mesut

Yazın yapılan transferlerden sonra, bu yıl herkesin gözü La Liga'da olacak. Premier League, zaten birçok futbolseverin her daim favori ligi olmuştur. Ancak bu iki ligin yanında her geçen gün yıldızı parlayan bir Bundesliga var. Belki Ronaldo, Kaka, Messi gibi yıldızlar yok ama Avrupa'daki büyük ligler içerisinde tribün atmosferi, seyirci sayısı ve stadların modernliği konusunda 1 numaralı lig Bundesliga. Oynanan futbolun kalitesi ise gün geçtikçe daha da artıyor. Geçen hafta oynanan Bochum - B. Monchengladbach maçı bunun en güzel örneklerinden biriydi. Bugün de Bundesliga'nın en iyi 2 Türk asıllı futbolcusunu karşı karşıya getiren B.Munich - W.Bremen maçını büyük bir keyifle izledim. İlerleyen günlerde formunu arttıracağını tahmin ettiğim Hamit'in vasat bir performans sergilediği maçın ilk yarısına ise haftaiçi Almanya Milli takımıyla ilk resmi maçına çıkan Mesut Özil damga vurdu. Oyunu çok iyi kurup nefis paslar atan Mesut'un önce bir topu direkten döndü. Bu talihsizlikten kısa bir süre sonra ise Mesut güzel bir gol attı. Her geçen gün üzerine ekleyerek ilerleyen Mesut'un gelişimini, ayrıntılı olarak incelemek üzere ileriki bir post'a bırakalım.
İkinci yarıda ise Werder Bremen skoru korumak için kendi yarı sahasına çekildi (ki genelde bunu yapan takımlar skoru koruyamaz). Bayern Munich de yüklenmeye başladı. 60. dakikada ise Ribery oyuna girdi. Bayern Munich taraftarının Ribery oyuna girdiği andaki coşkusu bile Galatasaray'ın ne kadar önemli bir oyuncuyu elinden kaçırdığını insanın yüzüne vuruyor. Ribery'nin girmesiyle canlanan Bayern, benim hiç beğenmediğim ve o ana kadar sürekli ofsayta düşmekten başka bir iş yapmayan Mario Gomez'in golüyle beraberliği yakaladı. Maç da böyle sona erdi. Bayern adına sol tarafta hücumu çok seven bek Pranjic'in savunma yönünün oldukça zayıf olması dikkat çekiciydi. Pranjic ileride Bayern'in başını ağrıtabilir.

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin