Baştan söyleyim filmi beğendim. Ana fikir ve bu fikir üzerinden verilmek istenen mesaj çok güzel. Filmi değerlendirmeye oyunculardan ve bazı ayrıntılardan başlayım. Cem Yılmaz'ın Hokkabaz'daki performansından sonra Ata Demirer de Osmanlı Cumhuriyet'inde sadece komedi oyuncusu olmadığını göstermiş. Vildan Atasever ise yine sesten kaybediyor. Bu iki oyuncunun canlandırdıkları karakterler arasında sayısız romantik komediye konu olan türden bir aşk hikayesi mevcut. Klişeleri sevmeyen bir izleyici olarak "Ulan bi filmde de bir görev ya da iddia için birini kendine aşık eden karakter, bu süre içinde karşısındakine aşık olmayıp görevini başarıyla tamamlasın kurban kesecem" dedim filmi seyrederken. Zaten bu klişe aşk hikayesi olmasa film muhtemelen daha iyi olurdu. Sanırım olaylar padişahın psikolojisiyle ve onun gözünden anlatıldığından böyle bir hikayeye ihtiyaç duyulmuş. Ama her tarafından dram fışkıran bir ülkede bir padişahın yalnızlığı ve dramı çok da ilgi çekici gelmiyor izleyiciye.
Asıl mevzuya gelecek olursak, insan psikolojisinden çok fazla anlamam ama bir şeyin değerini anlatmanın en iyi yolunun onun yokluğunu göstermek olduğunu da bilirim. (Burada çok sevdiğim 1946 yapımı "It's a Wonderful Life"a da bir selam durmak gerekir sanırım). Osmanlı Cumhuriyeti de bu yöntemi kullanarak bize Atatürk'ün ve bağımsızlığın değerini bilmemiz gerektiğini gösteriyor. Bununla da yetinmeyip günümüzde bağımsızlığımızdan verdiğimiz ödünleri de oldukça şık bir biçimde eleştiriyor (Tam olarak doğru hatırlamıyor olabilirim ama "Para veren buyruk da verir" gibi bir söz vardı filmde. Bu sözü çok beğendim). Filmin komedi yönü ise biraz zayıf kalmış. Halihazırda böyle güzel bir fikir varken işin komedi tarafına hiç bulaşmasalar mıymış acaba diye düşünüyor insan. Bunu söylememin bir diğer nedeni de günümüzde Atatürk'ün bu ülke için yaptıklarının ve tam bağımsızlığın öneminin küçültülmesi ve gözden düşürülmesi amacıyla yapılan çalışılmaların yoğunlaşması. İşte tam da bu sebepten komediyi bir tarafa bırakıp sadece Atatürk'ün ve tam bağımsızlığın önemi çok daha çarpıcı ve vurucu bir biçimde anlatılsaymış keşke diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder