En baştan söylemeliyim ki filmi oldukça başarılı buldum. Uzun süredir bu kadar az aksiyon içerip de bu kadar sürükleyici olan bir macera filmi izlememiştim. "The Hunting Party" savaşa dair söyleyecekleri olan ve bunları çok da güzel söyleyen bir film ama asla bir savaş filmi değil. Örneğin tam bir savaş filmi olan "Schindler's List"i izlerken bütün film boyunca yüzünüzde en ufak bir tebessüm bile olmaz ama "The Hunting Party"de aralarda Chuck Norris'i gördüğümüz öyle sahneler var ki izlerken kahkayı basıyor insan. Bunun yanında Müslüman Saraybosna da filmde oldukça iyi yansıtılmış. Doğu kültürünün birçok öğesi es geçilmemiş. Simon ve Duck'un bildiğimiz kahvehanede, bildiğimiz Türk kahvesi içtiği bir sahnede fonda da bildiğimiz bir melodi duyuyoruz. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.. melodisi.
Sonuç olarak film çocuk yaşta televizyonlardan da olsa tanık olduğumuz Bosna Savaşı'na dair sözler söylüyor ve bunu alışılmışın aksine eğlenceli ve özellikle de sonlara doğru sürrealleşen bir macera üzerinden yapıyor. Ben hem ana karakterlerin başından geçen macerayı hem de savaş ve sonrası hakkında ortaya koyulan görüşleri çok beğendim. Birbirine benzeyen filmlerden sıkılanlara tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder