1 Kasım 2008 Cumartesi

30 Days of Night

Filmler kurgudur, mantıksızlıklar olur, çok da takılmamak lazım. Ama bir filmin ana konusu bir mantıksızlık üzerine kurulu olunca da görmezlikten gelinemiyor. Filmin başında olayların geçtiği kasabada 30 gün boyunca gece olduğuna ve bu süre zarfında bölgeye gidiş geliş olmadığına dair bir yazı görüyoruz. Eyvallah kabul de vampirler daha ilk günden telefon hatlarını kesiyor. Kocasını, kardeşini, anasını, babasını kasabada bırakıp ayrılan insanlar var. Bu insanlar yakınlarından 30 gün boyunca haber alamamayı normal mi karşılıyorlar. 30 günlük karanlık başlamadan hemen önce kasabadan kalkan uçak karanlıkta uçamıyor mu ki böylesine acil bir durumda insanlar 30 gün boyunca kaderleriyle baş başa kalıyorlar. Tabi bir de şöyle birşey var ki akıllara zarar. Vampirler tarafından ısırılan kişiler normal insanlara saldırırken, ısırılmış birinin kanını kendinize damardan enjekte ederseniz iyi huylu vampir olup insanlara değil sadece diğer vampirlere saldırıyorsunuz. Kısacası çizgi romanda da böyle mi bilemiyorum ama filmde ciddi mantık ve tutarlılık hataları mevcut. Bununla birlikte başarısız oyunculuk performansı da cabası. Filmin tek olumlu tarafı ise görsel açıdan tatmin edici olması. Özellikle vampirlerin kasabaya topluca saldırdıkları ilk gün yaşananları "shotgun" sesleri eşliğinde kuşbakışı olarak izlediğimiz bir sahne var ki gerçekten görülmeye değer.

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin