inet-tr, Türkiye'de internet konferansıdır. Her yıl düzenlenir ve genelde teknik konulardan çok Türkiye'de ınternet'in sosyal yönü konuşulur. 12.si de tıpkı 1995 yılındaki ilk konferans gibi Bilkent Üniversitesi'nde 8-10 kasım 2007 tarihlerinde düzenlenmiş ve ağırlıklı olarak internette sansür konusu üzerinde durulmuştu. Konferansa teknik bir konuda (Gezgin satıcı probleminin genetik algoritmalarla eniyilemesi ve etkileşimli olarak internet üzerinde görselleştirilmesi) sunum yapmak üzere gelmiş olmamıza rağmen sansür konusundaki sunumları da ilgiyle takip etmiş, özellikle de 5651 numaralı yasanın eleştirildiğini görmüştük. Eleştirilerin ne kadar haklı olduğu ise konferansın ardından geçen birkaç aylık süre içerisinde başta youtube olmak üzere birçok internet sitesinin bu yasa gerekçe gösterilerek defalarca kapatılmasıyla ortaya çıktı.
Bütün bunların yanında konferans uzun bir aradan sonra Ankara'ya gitmemi sağlamıştı. Sunumu birlikte yaptığım dostum Utku'yla ilk günümüzü konferansta geçirdikten sonra, ikinci gün sıkıştırılmış bir Ankara turu yapmaya çalışmıştık. Gezebildiğimiz yerler arasında Kızılay, Anıtkabir, Ulus, Gençlik Parkı, İlk Meclis ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi vardı. Ertesi gün İzmir'de KPDS'ye girecek olmamdan dolayı 10 Kasım sabahı, benim için eve dönüş vaktiydi. Hayatımda ilk kez bir 10 Kasım sabahı Ankara'daydım ama otobüse yetişecek olmamdan dolayı Anıtkabir'e gitme şansım yoktu. Kızılay'dan metroya binmiş AŞTİ'ye doğru giderken tam da Anıtkabir'e en yakın istasyon olan Tandoğan'da saatin 9.05 olduğunu farkettim. Sirenlerin çalmaya başlamasıyla birlikte saygı duruşuna geçtiğimde bir 10 Kasım sabahı saat 9'u 5 geçe Ata'ya bu kadar yakın olmanın çok güzel bir duygu olduğunu hissettim ve kendi kendime "En kısa zamanda bir 10 Kasım sabahı 9.05'te Anıtkabir'de olmalı ve bu duyguyu tam anlamıyla yaşamalıyım" diye söz verdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder