Her Türk erkeği askerlik dönüşü bol bol askerlik anısı anlatır. Her ne kadar dinleyen kişiler bundan pek memnun olmasa ve garip bulsa da bence bu gayet normal bir davranıştır. Çünkü birçok insan gündelik sohbetlerde geçen gün şunu yaptım, şuraya gittim, şöyle konuştum gibi şeyler anlatır. Askerden yeni gelen kişi için ise o "geçen gün" ve ondan önce geçen sayısız gün hep aynı yerde ve üzerinde hep aynı kıyafetlerle (ki biz onlara kısaca kamuflaj diyoruz) geçtiğinden o günlere dair anlatacağı her şey otomatikman askerlik anısı olur.
Evet, girişten de anladığınız üzere askerde geçen bir günümü anlatacağım da yolunu yapıyorum. Bildiğiniz gibi 1 Mayıs bu yıl ilk kez tatil ilan edildi. Askerde nöbet ya da yapılacak ekstra bir iş yoksa tatil günleri keyiflidir. Biz de teskeresine az kalmış kısa dönemler olarak o günü değerlendirelim dedik ve 23 Nisan'da küçük bir provasını yapıp, büyük keyif aldığımız kahvaltı organizasyonunu daha geniş kapsamlı hale getirmek istedik. Beni gaza getiren ve izin koparma konusunda başarılı bir arkadaşımla bir gün öncesinden hafta içi çarşı izni kopardık ve kahvaltı için nevaleleri alıp geldik. Hatta dükkandan çıkarken gözümüz hala içerdeydi. Acaba şunu da alsak mı, bundan da mı alsak diye düşünüyorduk. Asker adam, hamile kadın gibi aşerir, sürekli canı bir şeyler çeker, karnı doysa da gözü doymaz. Neyse ki bu noktada kendimizi bir nebze de olsa kontrol edip, fazla aşırıya kaçmadan dükkandan çıkabildik. 1 Mayıs günü de kalabalık bir grup halinde şen şakrak güzel bir kahvaltı yaptık, çok mutlu bir gün geçirdik. Şimdi geriye dönüp baktığımda görüyorum ki aslında askerlik de çocukluk gibi. İnsan o kadar küçük şeylerle mutlu olabiliyor ki sonradan buna hayret ediyor. Ama işin gerçeği o günki kahvaltının tadı hala damağımda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder