Bu sene Avrupa Şampiyonası'na yıllardır savunduğum takımla gidiyoruz. Hidayet Türkoğlu'nun yer aldığı ama Mehmet Okur'un yer almadığı takım. Yanlış anlaşılmasın Mehmet Okur'u da severim. Hatta All-Star olduğunu öğrendiğim gece sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım. Ancak her geçen gün savunmaların sertleştiği, pota altı mücadelelerinin önem kazandığı Avrupa basketbolunda, pota altında savaşmaktansa şutu seven Mehmet milli takıma faydalı olamıyordu açıkçası. Neyse bu konuyu bir kenara bırakıp beni her geçen gün daha da umutlandıran eldeki takıma bakalım.
Kerem Tunçeri ve Hidayet Türkoğlu 10 yılı aşkın süredir milli takım seviyesinde basketbol oynuyorlar ve her ikisi de şu sıralar kariyerlerinin en olgun dönemlerini yaşıyorlar. Daha önce performansına blogda da değindiğimiz Hidayet'in neler yaptığını yalnızca biz değil tüm dünya biliyor. Kerem ise Real Madrid deneyiminin ardından büyük bir aşama kaydetti. Ne yaptığını bilen ve çok daha olgun bir Kerem var artık. Bir başka önemli oyuncu da Ersan. O da benzer bir deneyimi Barcelona'da yaşadı ve bu yıl ait olduğu yer olan NBA'e geri dönüyor. 2006'da yaptığı katkının bir benzerini hatta daha iyisini bekliyorum Ersan'dan. Pota altında ise her geçen gün kendisini geliştiren Ömer Aşık'tan beklentim büyük. Turnuvayı ribaund kralı olarak tamamlarsa hiç şaşırmam. Maçların sonucunu büyük ölçüde pota altı performanslarının belirleyeceğini düşünürek Oğuz ve Semih'in yapacağı katkı da çok önemli. Özetle başarı için gerekli ortam var. Ender Arslan, Engin Atsür, Ömer Onan, Bekir Yarangüme ve Fatih Solak gibi oyuncuların da katkılarıyla 2006'daki savunma ve takım ruhu yakalanırsa hiç beklenmedik bir başarı gelebilir bu turnuvada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder