Oyunu bugün Çengelköy'de boğaza nazır güzel bir kahvaltının ardından, Beykoz'daki eski adıyla Feridun Karakaya yeni adıyla Ahmet Mithat Efendi sahnesinde işyerinden arkadaşlarla izledim. Çok büyük beklentiyle gittiğim bu oyun, beklentilerimin de ötesinde, çok çok başarılıydı.
Yetkin Dikinciler'in ses tonu, Bülent Emin Yarar'ın o müthiş tonlamasıyla sahneye ilk girdiği andan itibaren sergilediği büyüleyici performans ayakta alkışlanmaya değerdi gerçekten.
Birgün hiç tanımadığınız bir adam elinde bir evrak çantası ve kocaman bir bavulla size geçmişinizi getiriyor. Bir yandan geçmişinizle yüzleşirken bir yandan da hayatın koşuşturması içinde sizin kaçırdığınız ama onun en ince ayrıntısına kadar bildiği olayları öğreniyorsunuz. Böyle güzel bir konu, 2 usta oyuncunun varlığıyla tekrar tekrar izlenesi harika bir oyuna dönüşüyor.
Oyunda hayat üzerine söylenen o kadar çok güzel söz vardı ki. Benim aklımda en çok kalan ise bir babanın samimi itirafıydı. Tam olarak doğru olmayabilir ama şöyle bir şeydi : "Biz babalar evlatlarımıza ağzımıza gelen herşeyi söylüyoruz, ama en çok söylememiz gereken şeyi hiçbir zaman söyleyemiyoruz".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli okuyucu,
Yorumunu yazarken, bu blogun sadece yazarının kişisel görüşlerinden ibaret olduğunu ve herkesin aynı şekilde düşünmek durumunda olmadığını, farklı düşünceleri belirtmenin ve tartışmanın en güzel yolunun ise saygılı bir üsluptan geçtiğini unutmazsan, bir de değerli görüşlerinin yanında adsız yazısının olmasının pek de iyi bir şey olmadığını göz önünde bulundurursan ne mutlu sana, ne mutlu bana...